SİNEMASEKTÖRÜ

HDFİLMFULLİZLE

Sinemanın İcadı ve Tarihi herkes tarafından merak edilen bir konudur.

Göz ve beyin algıları kullanılarak zaten sinemadan fotoğrafın icadından daha önce de faydalanılıyordu.

1832 ve 1834 yıllarında denemeler yapıldı ve Thomas Edison’da 1890 yılında saniyede 40 nokta göstererek başarılı bir deneme yaptı. Fakat ilk bildiğimiz sinemayı icat edenler, 1895 yılında 11 kg’lık sinema sektörleriyle Augustus ve Louis Lumière Kardeşler oldu.

13 Şubat 1895’te Fransa için patentini aldılar. 22 Mart 1895’de Paris’te, 10 Haziran’da da Lyon’da sinematograf makinesini halka gösterdiler. 28 Aralık 1895 tarihinde ise Paris’te “Grand Cafe” bodrumunda bulunan 120 kişilik bir salonda ilk sinema salonu açılarak, halka gösterim yapıldı. Ücretli olan bu gösteri 25 kişi tarafından izlendi.

İlk filmler açık havada çekildi. Bu filmlerin ne senaryoları ne de yöneticileri vardı. Bunlar belgesel türde röportaj filmleri “Lumiere Fabrikasından Çıkan İşçiler”, “Trenin Ciotat İstasyonu’na Girişi”, “Bahçesini Sulayan Bahçıvan”, “Deniz Kıyısında Bir Banyo Sahnesi” gibi belgeseller ile günlük hayattan sahneler saptayan filmler “Bebeğin Öğle Yemeği”, “Piguet Partisi” vb. aktüalite filmleriydi.

Fransa’da ancak onun yanı sıra Almanya’da, İngiltere’de ve Amerika Birleşik Devletleri’nde sinema kısa sürede panayırların en çekici yanlarından biri oldu. Bu gelişmelerden kısa bir süre sonra, film yapımcıları daha uzun metrajlı ve konulu filmler çevirmeye başladılar.

J. Rector, Carson City’deki bir boks maçının 3.500 metrelik filmini çekti. Bu film, spora ve özellikle de boks’a düşkün olan Amerikan halkı tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Ayrıca, Edison Şirketi’nin müdürlerinden olan Edwin S. Porter, sinema tarihininin önemli filmlerinden “The Great Train Robbery” (Büyük Tren Soygunu) filmini çevirdi. Bu film bugünkü anlamda sinemacılığın başlangıcı sayılır.

Sinemanın icat edildiği günden bu yana harp sahneleri ve savaş filmlere konu olmuştur, ama kendi başına bir tür olarak I. Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkmıştır. Bu filmler çoğunlukla savaş karşıtı tutum almakla birlikte, aynı derecede kitlelerin savaşı teşvik etmesine sebep olmuş ya da propaganda görevi görmüşlerdir.

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın